Bilim insanları ışığı ilk kez bir insan kafasından geçirmeyi başardı

FNIRS Tekniğiyle Beyin İzleme Sürecinde Yenilikçi Adım Atıldı

Günümüzde beyni taşınabilir ve uygun maliyetli şekilde izlemek için kullanılan en iyi yöntem, yakın kızılötesi spektroskopi (fNIRS). Ancak bu teknik ışığı yalnızca birkaç santimetre derine gönderebiliyor; bu da beynin derin kısımlarını incelemek için hâlâ büyük ve pahalı MRI cihazlarının kullanımını gerektiriyor.

Yeni bir çalışma, araştırmacıların fNIRS yöntemini geliştirerek bu sınırlamayı aşmasını sağladı. Işık kaynağının gücünü güvenli sınırlar içinde artıran ekip, aynı zamanda ışığı toplayan sistemin hassasiyetini de artırdı. Böylece, sadece az miktarda fotonun kafatasını tamamen geçebildiği ancak böyle bir geçişin mümkün olduğu ilk kez kanıtlandı.

Yalnızca Bir Kişide Başarı Elde Edildi

Tekniğin şu an için birçok sınırlaması bulunmaktadır. Araştırma, sadece sekiz katılımcı üzerinde test edilmiş ve başarı sadece bir kişide – açık tenli ve kel bir erkekte – sağlanmıştır. Uygulama, özel bir donanım ve yaklaşık 30 dakikalık uzun tarama süresi gerektirmektedir.

Araştırmacılar, bu kısıtlamaların farkında olduklarını belirtiyor ve amaçlarının ışığın insan kafasının içinden geçebileceğini kanıtlamak olduğunu vurguluyor.

Bilim insanları, gerçek deney verilerini detaylı 3B kafa taramalarına dayanan bilgisayar modelleriyle karşılaştırdılar ve sonuçların neredeyse tamamen örtüştüğünü buldular. Bu da yöntemin geçerliliğine dair önemli bir kanıt olarak kabul ediliyor.

Işık Belirli Yolları İzliyor, Rastgele Değil

Yapılan araştırmada dikkat çeken bir diğer önemli nokta ise ışığın kafatası içinden belirli yolları izleyerek rastgele olmadan geçtiği oldu. Özellikle beyin omurilik sıvısı gibi daha saydam bölgelerden geçerken ışığın daha az saçıldığı gözlemlendi. Bu bilgi, ileride beyin taramalarının daha hassas bir şekilde yapılmasına yardımcı olabilir.

Şu an için henüz pratik uygulamalardan uzak olsa da, bu yöntem uzun vadede felç, beyin travmaları ve tümörlerin daha erişilebilir şekilde taranmasını sağlayabilir.

Glasgow Üniversitesi ekibi, bu teknik sayesinde gelecekte taşınabilir, uygun maliyetli ve daha erişilebilir beyin görüntüleme teknolojileri için sağlam bir temel oluşturabileceğini belirtiyor: “Non-invaziv ışık tabanlı beyin görüntüleme teknikleri, taşınabilir EEG cihazları ile pahalı fMRI sistemleri arasındaki teknoloji boşluğunu doldurma potansiyeline sahiptir.”

Henüz küçük bir adım atılmış olsa da, beynin içine ışık tutabilme uzun zamandır hedeflenen bir devrimdir. Bu yöntem, gelecekte birçok hastalığın tanısında önemli bir rol oynayabilir.

Related Posts

Metan yağmurlarının arasında hücreler: Satürn’ün uydusu Titan’da hayat başlıyor olabilir

Yeni bir araştırma, Satürn’ün uydusu Titan’ın metan göllerinde, Dünya’daki yaşamın ilk aşamasını andıran hücre benzeri keseciklerin oluşabileceğini öne sürüyor. NASA’nın Dragonfly görevi bu hipotezi test etmeye bir adım daha yaklaşabilir.

Kioxia’dan 245 TB’lik dev adım

Japon teknoloji şirketi Kioxia, veri merkezlerine yönelik geliştirdiği yeni nesil NVMe SSD serisi LC9’un 245,76 TB kapasiteye sahip modelini duyurdu. Bu gelişmeyle birlikte şirket, hem 2.5 inç hem de EDSFF E3.L formatlarında şimdiye kadar piyasaya …

Dünyanın en büyük bataryalı telefonu geliyor: İnceliği şaşırttı

Akıllı telefon sektöründe pil ömrü yarışı yepyeni bir boyuta taşınıyor. Sektörün güvenilir sızıntı kaynaklarından Digital Chat Station’ın paylaştığı bilgilere göre, 2026 yılında dünyanın ilk 10.000 mAh bataryalı akıllı telefonu tanıtılacak. Üstelik bu yüksek kapasiteye rağmen cihaz yalnızca 8,5 mm kalınlığında olacak.

Bilim kurgu gerçek oldu, arılar minik robotlara dönüştürüldü

Çinli bilim insanları, beyinlerine yerleştirilen minik kontrol cihazları sayesinde arıların uçuş yönlerini başarıyla değiştirmeyi başardı. Bu dikkat çekici gelişme, arıların gelecekte arama-kurtarma veya keşif görevlerinde kullanılması gibi pek çok ilginç olasılığı gündeme getiriyor.

2027’de Enerji Devrimi Kapıda: Nükleer Füzyonla Sınırsız ve Temiz Enerji Mümkün Olacak!

Dünya enerji sektöründe çığır açacak gelişmeler yaşanıyor. Bilim insanları ve teknoloji şirketleri, uzun yıllardır hayalini kurdukları nükleer füzyon teknolojisini gerçeğe dönüştürmek için hızla ilerliyor. Özellikle Amerikan merkezli Commonwealth Fusion Systems (CFS), nükleer füzyonda devrim yaratacak bir tokamak reaktörü geliştirmek üzere önemli bir aşamaya geldi.

Türkiye’de elektrikli ve hibrit otomobiller pazarın yaklaşık yüzde 45’ini oluşturdu

Türkiye’de yılın ilk yarısında elektrikli ve hibrit otomobiller pazarın yüzde 44,6’sını oluştururken toplam satışları 217 bin 580’e ulaştı. Haziran ayında toplam 25 bin 646 “tam elektrikli”, 22 bin 506 hibrit otomobil satıldı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir